Konuşma Bozukluğu Evde Tedavi


Sponsorlu Bağlantılar

Fiziksel nedenler operasyonlar ilaç tedavileri ve egzersizler ile çözümlenebilir. Ancak akıcı konuşma bozukluğu, fiziki açıdan sorun olmadığı halde kelimeleri düzgün çıkaramama gibi konuşma bozuklukları ise sadece uzman yardımıyla egzersizler ve dersler vasıtası ile çözümlenebilir.
Konuşma bozukluklarında çeşitli terapiler kullanılabilir. Bunlar arasında özel dersler, ses terapisi, nöbetci gözlem, ebeveyn çalışması, dil terapisi, garip becerilerin kazandırılması ve verilen ipuçlarından yararlanma gibi yöntemler bulunmaktadır. Özel ders çoğu zaman konuşma bozukluklu çocuğun temel ihtiyaçlarını anlamaya yardımcı olacaktır. Ses terapisi, çocuğun doğru modulasyonla konuşmasını sağlamaya çalışır. Nöbetci gözlem, çocuğun problemleri hakkında fikir sahibi olmak için kişisel olarak gözlem yapılmasıdır. Ebeveyn çalışması, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte uygulandığı bir programdır. Dil terapisi, çocuğun dil gelişimini destekleyen ve teknikler sunan bir terapidir. Garip becerilerin kazandırılması, çocuğun konuşma ve dil becerilerini geliştirmesine yardımcı olmak için gerçekleştirilir. Verilen ipuçlarından yararlanma, çocuğa çevresindeki kişilerle güvenli ve etkili iletişim kurmasına yardımcı olmakla ilgilidir.

Tedavide kişinin ses kalitesinin arttırılması, kelimelerin anlaşılır bir şekilde çıkarılması amaçlanır. Konuşma bozukluğunu tedavi ederken dil egzersizleri, dudak egzersizleri, yanak ve çene egzersizleri yapılarak konuşma bozukluğunun giderilmesi sağlanabilir.
Konuşma bozukluğu olan bir çocuğunuz varsa, öncelikle bu durumu sıkı bir şekilde takip etmeniz ve çocuğunuzu davranış bilimleri alanında uzmanlaşmış bir profesyonele götürmeniz gerekmektedir. Profesyonel destek ile çocuğunuzun kendine güveni gelişebilir ve konuşma bozukluğuyla başa çıkabilir. Özel konuşma terapisini değerlendirmek için çocuğunuzun konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Bu sayede konuşma terapistleri çocuğunuzun konuşma bozukluğuna en uygun tedaviyi belirleyebilir. Ayrıca, çocuğunuzla ebeveyn olmanın yollarını öğrenmek için davranışsal ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşmış bir psikologa danışmanız da faydalı olacaktır.

Günlük iletişim çocuğa soru yöneltilerek ve cevaplaması için zaman ayrılarak sürdürülmeli, çocuğun kısa öyküler oluşturma çabası sağlanmalıdır. Çocuğun yakın çevresindeki tüm bireyler çocukla birlikte oldukları her anı eğitim olarak düşünüp doğru konuşma örneği vermeli ve çocuğun konuşması için fırsat sağlamalıdırlar.
Konuşma gerilimi, çoğu kişide oldukça sık rastlanan bir durumdur. Öncelikle, konuşmaktan korkmanızın nedenlerini tanımlamaya çalışmalısınız. Çoğu zaman, kaygılar ya da stres kaynaklı olabileceği gibi, cesaretinizin eksikliğinden de kaynaklanabilir. Konuşma geriliğini aşmak ve daha güvenli hale gelmek için, altta yatan kaygılarınızı azaltmak son derece önemlidir. Bunu yapmak için, saf ve samimi olmaktan çekinmeyin. Her şeyi açıklamayı denemeyin, konuşmada doğal olun. Korkularınızın farkında olmaya çalışın ve bunlarla başa çıkmak için duruma uygun çözümler üretmeye çalışın. Ayrıca, kendinize güvenin ve çevrenizdeki okurlarla doğru iletişim kurma konusunda yeterince özgüvenli hissetmeye çalışın. Mümkünse, konuşma geriliminizi azaltmak için hipnoterapi, bedensel eğitim veya diğer tedavi yöntemleriyle destek almayı da düşünebilirsiniz.

Artikülâsyon terapisi ise uygun olan hece ya da seslerin üretilmesinde çocuklara yardımcı olacak etkinlikleri kapsar. Oyunlarla dil hareketleri öğretilmeye çalışılır. Motor beceriler, beslenme ve yutmaya yönelik uygulanan terapide ise yüz, dil, dudak ve çene egzersizleri ile rahat konuşmaya yardımcı olunur.
Dil konuşma terapisi genellikle farklı çerçevelerde yürütülür. Bir terapistin gözetiminde, hastanın yaşına, dil seviyesine ve konuşma bozukluğuna göre ayrı ayarlarla, kişiyle birebir yürütülen bir süreçten oluşur. Bu terapi, hastaya konuşma becerilerini geliştirmek için dilsel yeteneklerinin ne olduğunu keşfetme, sağlam bir dil öğrenme ortamı oluşturmaya ve konuşma problemlerine odaklanmaya yardımcı olacak bir altyapı oluşturmayı amaçlar. Öncelikle, terapist, hastanın dil bilgisininin nerede olduğunu anlamaya çalışır. Bu, yapay dilin incelenmesini ve konuşma durumunun değerlendirilmesini gerektirebilir. Terapistin, hastanın konuşma sorunlarını çözmek için etkili bir yaklaşım seçmesi için gerekli bilgiye sahip olması gerekir. Terapist, hastaya doğru tepkiyi verme, dilsel alanlarda özgüveni artırma, yeni kelimeler öğrenme ve konuşmada daha fazla iletişim kurmak için pratikler sağlayacak görevler verebilir. Terapist, herhangi bir konuşma hastalığıyla baş edebilmek için özel olarak tanımlanmış kelimelerin kullanımını da güçlendirebilir. Terapistin eğitimini, hastanın konuşma terapisini başarıyla geçmeye yardımcı olmak için evde görevler almasını sağlaması gerekir.

Hamilelik döneminde kanlarında yetersiz D vitamini bulunan annelerin çocukları konuşma problemi yaşıyor.
Konuşma bozukluğu için özel bir vitamin yoktur. Konuşma bozukluklarının tedavisi için çeşitli terapiler, uygulamalar ve ilaçlar kullanılabilir. Bu durumların nedenleri bireysel olup, özel durumlara göre değişiklik gösterebilir. Konuşma bozukluğu için beslenme alışkanlıkları da önemlidir. Bazı vitamin ve mineraller vücut açısından gerekli olanlar arasında yer alır. Bunların başında B vitaminleri, demir, çinko ve magnezyum gibi mineraller gelmektedir.

Konuşmada rol alan yapılardaki bozukluklar, yarık damak, diş problemleri, nörolojik problemler, işitme kaybı gibi fiziksel sebeplerle beraber, serebral palsi, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum bozuklukları, down sendromu gibi gelişimsel ve genetik bozukluklar da dil ve konuşma bozukluklarına yol açabilmektedir.
Konuşma bozukluğu, kişinin etkili bir şekilde iletişim kuramaması veya günlük yaşamda konuşma becerilerinin normal düzeyde olmamasıdır. En yaygın olan konuşma bozuklukları ses bozuklukları (özellikle vurgu ve telaffuz bozuklukları), konuşma yavaşlığı, konuşma ayırt edici (gramer ve zaman kaymaları) bozuklukları, sözcük bulma zorlukları ve konuşma içeriği (ses miktarındaki değişimleri) bozukluklarıdır. Bu belirtilerin her birinin bireysel olarak kendisine has özellikleri olabilir.

Artikülasyon bozukluklarının tedavisine yaklaşık olarak 4 yaşından sonra başlanır. Genel olarak çocuklar 7-8 yaşlarına geldiklerinde anadilinin tüm seslerini doğru olarak üretebilirler. Bu yaştan sonra devam eden konuşma bozukluğunun kendiliğinden düzelme olasılığı çok düşüktür.
Konuşma bozuklukları her zaman mutlaka tedavi edilmeli veya kontrol altına alınmalıdır. Konuşma bozukluklarının kendiliğinden düzelmesi mümkün değildir. Bu nedenle, bu tür bozukluklar için uzman desteği veya başlangıç ​​tedavisi almak önemlidir. Başarılı bir tedavi süreci için, gerekli olan zaman ve kaynaklar ayırmanız önerilir.

Konuşma bozukluğunun birçok sebebi olabilir. Bunlar arasında; beyin tümörü, kafa travması, alzheimer, demans, alkol bağımlılığı, inme, sıkı veya gevşek takılan takma dişler, ses tellerinde polip, ses kanseri, sesin hatalı kullanımı, kafeinli içecekler ve antidepresan ilaçlar yer almaktadır.
Konuşma zorluğu, konuşmanın farklı formlarını etkileyen birçok çeşitli nedene bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Konuşma zorluğu, bireyin konuşma becerilerinde yaşanan ani bir değişiklikten kaynaklanmakla birlikte, konuşma ve gramer yetersizliği, sohbet sırasında aniden ortaya çıkan tıkanmalar, nefes alma problemleri ve tercih edilmemesine yeni kelimeler gibi birçok sebep ile ilgili olabilir. Konuşma bozuklukları genellikle sosyal hayata etkisi gösteren kaotik davranışlar doğuracağından tedavisi önemlidir. Bir kişinin konuşma zorluklarının nedeni bulunmalı ve doğru tedavi yolu ile o kişiye yardımcı olunmalıdır.