Tatlı bir ilkbahar sabahı. Fatih Sultan Mehmet Kıratına binmiş; ordusunun önünde İstanbul’a ilk defa giriyor. Sağında solunda hocaları; Akşemsettin, Molla Hüsrev, Molla Gürani.
Şehir halkı caddelerin iki yanına yığılmış heyecanla Osmanlı ordusunu karşılıyor.
Bu sırada halkın arasından birçok kimseler, ellerindeki çiçek demetini Padişaha sunmak için ortaya atılıyorlar. Hepsi de aksakalıyla, ağır duruşuyla Akşemsettin’i Padişah sanarak çiçekleri ona vermeye çalışıyor. Akşemsettin, atını geri geri çekiyor, göz ucuyla Padişahı göstererek;
—Sultan Mehmet O’dur, çiçekleri ona veriniz! demek istiyor.
Fatih de, çiçeklerle kendisine doğru yürüyenlere Akşemsettin’i göstererek;
—Gidiniz, gene ona veriniz, diyor. Sultan Mehmet benim ama O benim Hocamdır!