Sevgili Arkadaşlarım
Doğal afetler sonrasında gündeme gelen en önemli konu toplumsal dayanışma ve yardımlaşmadır.
Yardımlaşmak sadece sağlıklı bir toplum yapısının kurulabilmesinin bir şartı değil, bir toplum ve bir millet olabilmenin de olmazsa olmaz şartlarındandır.
Yardımlaşmak toplumsal ve ahlaki bir ödevdir. Vicdanı ve empati duygusu gelişmiş insanlardan oluşan toplumlar için yardımlaşmak vazgeçilmez bir yaşam biçimidir.
Bildiğiniz gibi empati; kendini karşıdaki kişinin yerine koyarak düşünebilmek demektir.
Yardıma muhtaç olmanın ne demek olduğunu en iyi yardıma muhtaç hale geldiğimiz zaman anlayabiliriz. Ama o duruma düşmeden ve iş işten geçmeden önce, gerekli empatiyi sağlamalıyız.
Son günlerdeki deprem felaketlerinde, enkaz altında kalanların kurtarılması çalışmalarıyla, kurban keserek depremzedelere dağıtmalarıyla, yardım malzemeleri sağlamalarıyla ve eğer başarabilselerdi depremzedelerin ısınabilmeleri çareler üretecek olmalarıyla gündeme gelen Japon gönüllülerini burada anmak istiyoruz.
Japon halkına şükranlarımızı sunuyor ve Japon halkıyla Türk halkı arasındaki bu kopmaz bağın kurulmasını sağlayan tarihe ışık tutmak istiyoruz. Bu bağlılık nasıl başlamıştır gelin hep birlikte görelim.
Bundan tam 124 yıl önce, 1887 yılında Japon İmparatorunun emriyle İstanbul'a bir Japon savaş gemisi gönderilir. Japonların uzattığı bu dost elini sıkmak isteyen Osmanlı Devleti Padişahı 2. Abdülhamit iadei ziyaret amacıyla Türk yapımı Ertuğrul Savaş Gemisini 1889 yılında Japonya'ya gönderdi. Gemi daha kısa sürede alabileceği mesafeyi, yol üzerindeki Müslüman ülkelere uğradığı için 11 ayda almıştır. Uğranan tüm ülkelerde Ertuğrul Fırkateyni sevinç gösterileri ile karşılanmıştı. Gemimiz 1890 yılında mürettebatı ve çeşitli hediyeleri ile Yokohama limanına vardı.
Japonya'ya ulaşan gemimiz orada da sevinç gösterileri ile karşılandı, imparator tarafından kabul edilerek onurlandırıldı ve günlerce Tokyo'da kendinden bahsettirdi.
Japonların sevgisini kazanan Türk heyeti Japonya'dan ayrıldıktan kısa süre sonra fırtınaya yakalanarak kayalıklara çarptı ve 580 denizcimiz hayatını kaybetti.
Japonlar şehitlerimizi sahiplenerek onlara ve ailelerine gerekli tüm yardımları yaptılar ve böylece Türk-Japon dostluğunun temeli atılmış oldu.
Sevgili arkadaşlar,
Bu olaydan sonra da iki halk gereken her durumda birbirinin yanında yer almış ve büyük bir vefa örneği sergilemişlerdir.
Bu olay aynı zamanda bizlere yapılan hiçbir iyiliğin karşılıksız kalmayacağının da ispatlamaktadır.
İsmail ER