Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin.
On beş asır on beş yılın eb'adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.
Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.
Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mithat Cemal KUNTAY
29 Ekim Cumhuriyet
29 Ekim
Sokaklarda, evlerde
Al bayrak dalgalanır.
Onun o al rengini
Bütün bir dünya tanır.
Yirmi dokuz Ekimi
Karşılarız neşeyle
Çünkü bugün erdik,
Büyük Cumhuriyet'e
Yürüyün arkadaşlar
Hep ileri koşalım,
Bugün bayramımız var,
Gelin bayramlaşalım.
Ali PÜSKÜLLÜOĞLU
Cumhuriyet Bayramı Şiirleri
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Böyle kalmışlık geri,
Uzun yollardan beri.
Düşman yok karşımızda,
Yabancılar girerken,
Hiç durmadan ileri.
Ata'mızın izinde,
Gittikçe daha zinde.
Dünyayı geçeceğiz;
29 Ekim Şiirleri
Cumhuriyet devrinde.
Arka çevirip düne.
Otuz yıl önce bizi
Kavuşturdu bugüne.
Zeki OZAN