AT THE THEATRE / TİYATRODA
AT THE THEATRE | TİYATRODA |
Larry and Samantha go to the theatre to buy tickets. | Larry ve Samantha tiyatroya bilet almaya giderler. |
Larry: Fortunately, there's not a long queue at the box office. | Lary: Şansımıza gişede uzun bir kuyruk yok. |
Samantha: I'm surprised at that. The critics praise this play very much. | Samantha: Buna şaşırdım. Eleştiriciler bu piyesi çok methediyorlar. |
Larry: I want two gallery seats for the 3.30 p.m. show. | Lary: 15:30 matinesi için iki galeri koltuğu istiyorum. |
Box office attendant: We have no tickets left for today's matin'ee. | Gişedeki memur: Bugünkü matine için hiç biletimiz yok. |
The tickets were sold out several weeks in advance. But I can give you two tickets for tomorrow. | Biletler bir kaç hafta önce satıldı. Fakat size yarın için iki bilet verebilirim. |
Someone has returned these two tickets in the 17th row. Do you want them, sir? | Biri 17. sıradaki bu iki bileti geri verdi. onları ister misiniz, efendim? |
Larry: Yes, let me have them. | Larry: Evet, onları alayım. |
The next day at the theatre: | Ertesi gün tiyatroda: |
Larry: Shall we leave our coats in the cloakroom? | Larry: Pardesülerimizi gardroba bırakalım mı? |
Samantha: Yes, let's do that. | Samantha: Evet, öyle yapalım. |
They walk up the stairs leading to the balcony. An usher comes and takes their tickets and directs them to their seats. | Balkona giden merdivenlerden yukarı yürürler. Bir yer gösterici gelir ve onların biletlerini alıp yerlerine götürür. |
Larry: Our seats are in Row M, numbers 22 and 24. | Larry: Yerlerimiz M sırasında, 22 ve 24 numara. |
Usher: They're near the centre passage. Do you want a programme, sir? | Yer gösterici: Ortadaki geçite yakın. Bir program ister misiniz, beyefendi? |
Larry: Yes, please. How much is it? | Larry: Evet, lütfen. Ne kadar? |
Usher: 50 cents please. | Yer gösterici: 50 sent, lütfen. |
Larry: What time does the curtain go up? | Larry: Perde ne zaman açılıyor? |
Usher: Exact at 5:30. | Yer gösterici: Tam saat 5:30'da. |
Larry: Thank you. | Larry: Teşekkür ederim. |
Larry: We were lucky to get these tickets. | Larry: Bu biletleri bulmakta çok şanslıydık. |
Samantha: The critics praise this play very much. I hope we won't be disapnointed. | Samantha: Eleştiriciler bu piyesi çok methediyor. İnşallah düş kırıklığına uğramayız. |
The first scene is finished, the curtain drops. The audience applauds. | Birinci perde biter, perde iner. Seyirciler alkışlarlar. |
Larry: Well, Samantha, how do you like it? | Larry: Evet, Samantha beğendin mi? |
Samantha: We're so far away from the stage that I can catch only half of what they say. | Samantha: Sahneden o kadar uzağız ki, söylediklerinin ancak yarısını duyabiliyorum. |
Don't you think the Ieading actress is a little too stitf? | Baş roldeki aktris biraz fazla katı değil mi? |
Larry: I don't agree with you. I think she acts her part perfectly. | Larry: Ben seninle aynı fikirde değilim. Bence rolünü mükemmel oynuyor. |
Samantha: The settings and the costumes were designed by... | Samantha: Sahne dekorları ve kostümler.... tarafından yapılmış. |
Larry: The director is very successful. The cast is perfect. All the actors and actresses fit their roles. | Larry: Yönetici çok başarılı. Kadro mükemmel. Bütün aktör ve aktristler rollerine uyuyorlar. |
Samantha: The actor playing the old man's part plays excellently. The scene where he cries after his triend is very dramatic. | Samantha: Yaşlı adam rolünü oynayan aktör mükemmel oynuyor. Arkadaşı için ağladığı sahne çok dramatik. |
Larry: How long is the interval? Shall we go and get a cold drink? | Larry: Perde arası ne kadar? Gidip soğuk bir şey içelim mi? |
Samantha: All right. | Samantha: Peki. |