WATCHING TELEVISION / TELEVİZYON SEYRETME
WATCHING TELEVISION | TELEVİZYON SEYRETME |
Jane: Mummy, my homework finished. May l turn on the television? | Jane: Anne, ev ödevim bitti. Televizyonu açabilir miyim? |
Clara: Yes, you can, dear. | Clara: Evet, canım açabilirsin. |
Jane: I mustn't miss the cartoons. I've been looking forward to them all day. | Jane: Çizgi filmleri kaçırmamalıyım. Bütün gün onları bekledim. |
Tom: I want to watch the football match, Mummy. | Tom: Ben futbol maçını seyretmek istiyorum, anne. |
Clara: The cartoons take only 10 minutes, Tony. When it's over you can switch over to the other channel. | Clara: Tom, çizgi filmler sadece 10 dakika sürüyor. Bitince öbür kanala çevirebilirsin. |
Mr Bailey: What's on TV tonight? | Mr Bailey: Bu gece televizyonda ne var? |
Clara: Is there anything worth watching? | Clara: Seyre değer bir şey var mı? |
Clara: I think there's Part 2 of that serial 'The Black Tulip'. The variety show comes on next. | Clara: Galiba 'Siyah Lale' dizisinin ikinci bölümü var. Şov ondan sonra geliyor. |
I don't like this programme. Let's try the other channel. | Ben bu programı sevmiyorum. Öbür kanalı deneyelim. |
I think there's an interesting programme on the other channel right now. | Galiba şu anda diğer kanalda ilginç bir program var. |
John, the picture isn't clear. Can you fix it? | John, görüntü net değil. Düzeltebilir misin? |
John: Try turning those two knobs, Clara dear. I'm reading the newspaper. | John: Clara'cığım, o iki düğmeyi çevirmeyi dene. Ben gazeteyi okuyorum. |
Clara: Yes, I've done it. It's very clear, now. | Clara: Evet, yaptım. Şimdi çok net. |
Jane: At what time is the quiz programme, Tommy? | Jane: Tommy, bulmaca programı saat kaçta? |
Tom: It's at 8 o'clock. Let's hurry and eat dinner. We mustn't miss it. | Tom: Saat sekizde. Acele edelim, akşam yemeğini yiyelim. Onu kaçırmamalıyız. |
Two friends talking about television: | İki arkadaş televizyon hakkında konuşuyorlar: |
Mr Bailey: Ours is an expensive television set, but we can't get a good picture. | Mr Bailey: Bizimki pahalı bir televizyon ama iyi bir görüntü alamıyoruz. |
Mr Coney: What make is your TV set? | Mr Coney: Televizyonunuz ne marka? |
Mr Bailey: It's a ... | Mr Bailey: .... marka |
Mr Coney: That's a good one. Did you call a television mechanic to check it? | Mr Coney: O iyi bir markadır. Kontrol ettirmek için bir televizyon ustası çağırdınız mı? |
Mr Bailey: Yes, he told us to put up an outside aerial. We'll try that. | Mr Bailey: Evet, harici anten koymamızı söyledi. Onu deneyeceğiz. |
Mr Coney: What's your complaint, exactly? | Mr Coney: Tam olarak şikayetiniz nedir? |
Mr Bailey: The picture fades every now and then. | Mr Bailey: İkide bir görüntü kayboluyor. |
Mr Coney: The outside aerial will help a lot, I'm sure. | Mr Coney: Eminim harici antenin çok yararı olacak. |
Buying a new TV set: | Yeni bir televizyon alırken: |
At a store which sells home appliances. | Ev eşyaları satan bir mağazada. |
Client: I want to look at some of your TV sets. | Müşteri: Sizin televizyonlarınızın bir kaçını görmek istiyorum? |
Shopkeeper: Which set do you like, portable ones or the table models? | Dükkan sahibi: Hangilerini beğeniyorsunuz, portatif olanları mı sehpa modellerini mi? |
We have many different kinds. They all have a year's guarantee. | Birçok çeşitli cinslerimiz, var. Hepsinin bir yıllık garantisi var. |
Client: l'd like to see the table models. | Müşteri: Sehpa modellerini görmek istiyorum. |
Shopkeeper: Our table models are here. | Dükkan sahibi: Sehpa modellerimiz burada. |
Client: What size screen do you recommend? | Müşteri: Ne ebat ekran tavsiye edersiniz? |
Shopkeeper: In an average room you'll get a clearer picture on a...cm. screen. | Dükkan sahibi: ...cm.lik bir ekranda orta büyüklükte bir odada daha net bir görüntü alabilirsiniz. |
Client: What's the price of this set? | Müşteri: Bu cihazın fiyatı ne kadar? |
Shopkeeper: It's $ ... | Dükkan sahibi: ...dolar |
Client: May I see it in operation, please? | Müşteri: Çalışırken görebilir miyim, lütfen? |
Shopkeeper: It has a single dial control, as you see. | Dükkan sahibi: Gördüğünüz gibi tek bir kontrol düğmesi var. |
Client: Do I need to put up an outside aerial? | Müşteri: Dış anten koymam lazım mı? |
Shopkeeper: It depends on where you live, sir. | Dükkan sahibi: Nerede oturduğunuza bağlı, efendim. |
Client: Can I pay by instalments? | Müşteri: Taksitle ödeyebilir miyim? |
Shopkeeper: Yes, you can pay 20 % of it in cash in advance and the remainder in monthly payments over a year. | Dükkan sahibi: Evet, % 20 sini önceden peşin olarak, geri kalanını da aylık taksitlerle bir yılda ödeyebilirsiniz. |
Client: When can you deliver it? | Müşteri: Ne zaman teslim edebilirsiniz? |
Shopkeeper: In a few days, sir. Give me your address please. | Dükkan sahibi: Birkaç gün zarfında, efendim. Lütfen, bana adresinizi verin. |