AT THE TRAVEL AGENCY / SEYAHAT ACENTESİNDE
AT THE TRAVEL AGENCY | SEYAHAT ACENTESİNDE |
A businessman: l'm planning to go to London on the 10th of March. What planes are there to London on that day? | İşadamı: 10 Mart'ta Londra'ya gitmeyi tasarlıyorum. O gün Londra'ya hangi uçaklar var? |
Clerk: There are BEA and Air France planes leaving for London on the 10th. | Sekreter: Ayın onunda Londra'ya giden BEA ve Air France uçakları var. |
Businessman: At what time do they leave Ýstanbul and arrive in London? | İşadamı: Saat kaçta İstanbul'dan kalkıyorlar ve kaçta Londra'ya varıyorlar? |
Clerk: BEA takes off at 10.00 a.m. and arrives in London at 1.00 p.m. | Sekreter: BEA sabah saat onda kalkar ve saat birde Londra'ya varır. |
Air France takes off at 2.00 p.m. and arrives in London at 5.00 p.m. | Air France öğleden sonra ikide kalkar ve saat beşte Londra'ya varır. |
Businessman: Are they both direct flights? | İşadamı: Her ikisi de direkt uçuşlar mı? |
Clerk: Yes, sir. | Sekreter: Evet, beyefendi. |
Businesman: I prefer to fly by BEA. | İşadamı: BEA ile uçmayı tercih ediyorum |
Clerk: Shall I make your reservation, sir? | Sekreter: Rezervasyonunuzu yapayım mı efendim? |
Businessman: Yes, please. | İşadamı: Evet, lütfen. |
Clerk: Will you buy your return ticket, too? | Sekreter: Dönüş biletinizi de alacak mısınız? |
Businesmann: No, I’ll only buy one way ticket. I'm not sure about the date of my return. | İşadamı: Hayır, sadece gidiş bileti alacağım. Dönüş tarihimi kesin olarak bilmiyorum. |
She phones BEA and asks for a ticket for the 10th of March. | BEA'ya telefon eder ve 10 Mart için bir bilet ister. |
Clerk: All the seats on the 10.00 a.m. plane are booked. But there may be some cancellations. | Sekreter: Saat 10 uçağındaki bütün yerler ayrılmış. Fakat bazı iptaller olabilir. |
Shall I write your name on the waiting list or do you want to fly by Air France? | İsminizi yedek listeye yazayım mı, yoksa Air France ile gitmek ister misiniz? |
Businessman: I want to be in London by noon. I've an appointment. | İşadamı: Öğleyin Londra'da olmak istiyorum. Bir randevum var. |
Write my name on the waiting list, please. When can you confirm my ticket? | Lütfen ismimi yedek listeye yazın. Ne zaman biletimi konfirme edebilirsiniz? |
Clerk: Can you come again on Saturday morning? | Sekreter: Cumartesi sabah tekrar gelebilir misiniz? |
Businessman: Yes, of course, thank you, Good-bye. | İşadamı: Evet, tabii, tefekkür ederim. Allahaısmarladık. |
A lady: What flights are there to Munich, tomorrow? | Bayan: Yarın Münih'e hangi uçaklar var? |
Clerk: Lufthansa takes off at 9 a.m. and flies direct to Munich. | Sekreter: Lufthansa sabah dokuzda kalkar ve direkt olarak Münih'e uçar. |
Lady: That's, perfect. Book me a seat on that flight, please. | Bayan: Mükemmel. Bana o uçakta bir yer ayırın, lütfen. |
An old couple enter the travel agency. | Yaşlı bir çift seyahat bürosuna girer. |
Old couple: We would like to go to New York at the beginning of April. | Yaşlı çift: Nisan ayı başında New-York'a gitmek istiyoruz. |
Can you tell us the cheapest way to fly to New York? | New-York'a gitmek için en ucuz şekli bize söyleyebilir misiniz?' |
Clerk: If you buy an all-the-year-around ticket, you may fly on any day of the week and return any time you like. | Sekreter: Eğer bütün yıllık bir bilet alırsanız, haftanın herhangi bir günü uçabilirsiniz ve ne zaman isterseniz dönebilirsiniz. |
it costs 600 $. | Fiyatı 600 dolardır. |
If you buy a monthly return ticket, you get a reduction of 20%. | Eğer bir aylık gidiş - dönüş bileti alırsanız, yüzde yirmi indirim alırsınız. |
So, it'll cost 480 $. Then you can't fly during the week-end and you have to return within a month. | Böylece 480 dolar olur. O zaman hafta sonunda uçamazsınız ve bir ay içinde dönmeye mecbursunuz. |
Otherwise, you pay $ 3 for each extra day. | Yoksa her fazla gün için 3 dolar ödersiniz. |
Old couple: We'll think about it and come later. Thank you. Good-bye. | Yaşlı çift: Bunu düşüneceğiz ve sonra geleceğiz. Teşekkür ederiz. Allahaısmarladık. |
Clerk: Good-bye. | Sekreter: Güle güle. |
At the Airport loudspeakers announce the flights: | Hava alanında hoparlörler uçuşları haber verir: |
The 10.30 Lufthansa Flight No. 203 will be landing in 20 minutes. | 203 uçuş no.lu 10.30 Lufthansa uçağı 20 dakikaya kadar inecektir. |
Will all passangers, please, proceed to Gate No. 3 for Customs control. | Lütfen, bütün yolcular gümrük kontrolü için 3 no.lu kapıya ilerlesinler. |
All passengers flying to Rome with Air France Flight No. 213, please, proceed to Gate No. 2. | 213 uçuş no.lu Air France ile Roma'ya gidecek bütün yolcular, lütfen 2 no.lu kapıya gitsinler. |
Transit passengers fiying to Delhi are reguested to go to the Air India desk. | Delhi'ye gidecek transit yolcular Hindistan Havayolları masasına çağrılıyorlar. |
Mr Dodd to the information desk, please. | Mr Dodd danışma masasına, lütfen. |
MEA Flight No. 002 coming from Tokyo has just landed. | Tokyo'dan gelen 002 uçuş no.lu MEA uçağı şimdi alana inmiştir. |
At the information desk: | Danışma masasında: |
A tourist: Will PAA be on time? | PAA zamanında gelecek mi? |
Clerk: There'll be a half hour delay. | Yarım saat rötar olacak. |
A lady: Can you tell me when will Air France leave for Paris, please? | Bana Air France'in Paris'e ne zaman hareket edeceğini söyleyebilir misiniz? |
Clerk: What's your flight number? | Uçuş numaranız nedir? |
Lady: 902. | 902. |
Clerk: We're sorry, but there's a technical emergency. You'll have to wait for the next plane. | Üzgünüz, ama teknik bir arıza var. Öteki uçağı beklemek zorunda kalacaksınız. |
It'll land in 40 minutes. We can transfer you to another plane. | 40 dakikaya kadar inecek. Sizi başka bir uçağa transfer edebiliriz. |
Mr Seeler and his wife are on a trip. They come to the airport. | Mr Seeler ve karısı seyahatteler. Hava alanına gelirler. |
Mr Seeler: Give me the tickets, dear. We have to check in. | Mr Seeler: Bana biletleri ver, canım. Giriş kontrolü yaptırmamız lazım. |
He goes to the check-in desk. | Giriş kontrolu masasına gider. |
Clerk: Let me see your tickets, thank you. | Sekreter: Biletlerinizi göreyim, teşekkür ederim. |
Mr Seeler: How much weight are we allowed? | Mr Seeler: Ne kadar ağırlığa iznimiz var? |
Clerk: You're allowed 20 kg. per person. You pay 3 $ for each kilo of excess baggage you have. Let's weigh your bags. | Sekreter: Adam başına 20 kiloya izniniz var. Her bir kilo ekstra bagajınız için 3 dolar ödersiniz. Çantalarınızı tartalım. |
They're 39 kilos. Here's your baggage slip, sir. | 39 kilo. Bagaj kartınızı buyrun, beyefendi. |
Mr Seeler: Thank vou. | Mr seeler: Teşekkür ederim. |
On board the plane: | Uçakta: |
Air Hostess: Good morning, ladies and gentlemen! | Hava hostesi: Günaydın bayanlar, baylar! |
Captain Jones and his crew welcome you aboard PAA Flight No. 001 flying to London. | Kaptan Jones ve mürettabatı size Londra'ya giden 001 uçuş no.lu PAA uçağına hoş geldiniz der. |
Our flight time will be 4 1/2 hours and we'll stop in Frankfurt for an hour. | Uçuş zamanınız 4 1/2 saat sürecek ve bir saat Frankfurt'ta kalacağız. |
Our altitude will be 8000 metres and our speed will be 1500 kilometres pet hour. We hope you'll enjoy the flight. | Uçuş yüksekliğimiz 8000 metre ve uçuş hızımız saatte 1500 km. olacak. Uçuştan hoşlanacağınızı ümit ederiz |
Your hostesses will be glad to do anything to make your flight more comfortable. Thank you. | Hostesleriniz uçuşunuzu daha rahatlattırmak için her şeyi memnuniyetle yapacaklar. Teşekkür ederim. |
Captain: This is your captain speaking. If you look to your right, you'll see the famous White Cliffs of Dover. | Pilot kaptan: Pilot kaptanınız konuşuyor. Sağ tarafınıza bakarsanız, Dover'in ünlü Beyaz Kayalıkları'nı göreceksiniz. |
The weather is cloudy, and the temperature on the ground is 10 C. | Hava bulutlu ve yerde ısı 10 C. |
The hostess comes with a trolley of cigarettes and drinks. | Hostes tekerlekli içki ve sigara arabası ile gelir. |
Hostess: Would you like a drink, sir? | Hava hostesi: Bir içki ister misiniz, beyefendi? |
Gentleman: Gin and tonic with ice, please. | Beyefendi: Buzlu cin ve tonik, lütfen. |
Hostess: That'll be $ 1, sir. | Hava hostesi: 1 dolar, beyefendi. |
A lady: Excuse me, Miss, what's the price of this parfume? | Bayan: Affedersiniz, bayan, bu parfümün fiyatı ne kadar. |
Hostess: It's $ 5, madam. | Hava hostesi: 5 dolar; hanımefendi. |
Hostess: We're entering an area of bad weather. | Hava hostesi: Kötü hava bölgesine giriyoruz. |
Would you, please, fasten your seat belts until further. notice? Thank you. | Tekrar haber verilinceye kadar, lütfen emniyet kemerlerinizi bağlar mısınız? Teşekkür ederim. |
Hostess: Ladies and gentlemen, in 10 minutes we'll be landing in London airport. | Hava hostesi: Bayanlar ve baylar, 10 dakikaya kadar Londra hava limanına ineceğiz. |
Please, extinguish your cigarettes. | Lütfen sigaralarınızı söndürün. |
Make sure your seat is in an upright position and that your seat belt is fastened. | Koltuğunuzun dik pozisyonda olduğunu ve emniyet kemerlerinizin bağlı bulunduğunu gözden geçirin. |
Hostess: On behalf of the Captain and the crew. | Hava hostesi: Kaptan ve mürettabatı adına PAA ile uçtuğunuz için sizlere teşekkür etmek isterim. |
I would like to thank you for flying by PAA and hope we've made your flight enjoyable and we hope to see you again. Good-bye. | Yolculuğunuzu iyi geçirtmiş olmamızı ve sizi tekrar görmeyi ümit ederiz. Allahaısmarladık. |
On the return trip at the customs: | Dönüş yolculuğunda, gümrükte: |
Customs officer: Have you anything to declare? | Gümrük Görevlisi: Gümrüğe tabi bir şeyiniz var mı? |
Mr Seeler: We have nothing to declare. We only have our personal belongings and this packet is a present. | Mr Seeler: Hayır, gümrüğe tabi hiçbir şeyimiz yok. Sadece şahsi eşyalarımız var. Bu paket bir hediyedir. |
Customs officer: Unwrap it, please. You have to pay duty on it. | Gümrük Görevlisi: Açın, lütfen. Bunun için gümrük ödemeniz gerekli. |
Mr Seeder: I thought false jewellery was duty-free. How much shall I pay for it? | Mr Seeler: Yalancı mücevherin gümrüğe tabi olmadığını sanıyordum. Onun için kaç para ödeyeceğim? |
Customs officer: Let me look at the list. You'II pay & 2. | Gümrük Görevlisi: Listeye bakayım. İki dolar ödeyeceksiniz. |