Şiirde felsefik söyleyişlere büyük değer veren sanatçı, şiirlerinde metafizik, soyut konulara yer vermiştir. Ona göre şiir, duygu ve düşüncenin tam bir uyuşmasıdır. Üstün sanatçı biçimden, kafiye ve ölçüden korkmaz. Onları atmaya kalkmaz, her dize ve kelimesinde eski kalıpları yenilemek gücü gösterir. Bütün mesele iç şekli bulmaktır; fakat bunun gerçeği dış şekildir. Necip Fazıl’ın ilk şiirlerinde, Halk ve Tekke şairlerine ait biçim ve özlerin, çağdaş bir içerikle yenileştiği görülür. Bunlarda Faruk Nafiz’in üslubunun etkileri vardır. Önceleri dini havadan uzak şiirler yazmış, sonraları ise Allah yolunu anlatmayı amaç edinmiş, sanatı inançlarının sesi haline getirmiştir. Bütün şiirlerini heceyle yazmış ve biçime ısrarla bağlı kalmıştır. Felsefi duygularını fikir kuruluğuna düşmeden şiirde eritmiş, kolay anlaşılan ancak yorum gerektiren söyleyişler kurmuştur. Döneminde düşüncelerinin kabullenilmediğini bildiği için, karşısındakileri kırıcı, rencide edici hatta bazen hakaretlere varan sözlerle aşağılamaya çalışmıştır. Yazar birçok türde eser vermiştir. Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Çile, şiir kitapları; Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Satırbaşı, Para, Reis Bey, Ahşap Konak gibi tiyatro eserleri; Çöle İnen Nur, Büyük Doğu’ya Doğru, Çerçeve, İdeologya Örgüsü gibi fıkra ve makalelerinin toplandığı eserler ve daha birçok biyografi eserleri vardır.