Merkür, dolanımını yaklaşık 88 Yer gününde tamamlar; dolayısıyla Merkür yılı, Yer yılından dört kat kısadır. Güneş’e uzaklığı yaklaşık 58 milyon km’dir; bu nedenle, Güneş’in yaydığı ışınım ve taneciklerle baştan başa taranır. Merkür’ün yüzeyinde, Ay’daki denizleri oluşturan büyük lav akıntılarına benzer, koyu renkli, hareketsiz lekeler görülür; ancak bunları gözlemlemek ve gezegenin haritasını çizmek oldukça güçtür.
XIX. yy’da yanlış bir yorumla, Merkür’ün bir yüzünün sürekli Güneş’e dönük olduğu, gölgede kalan yarıküresinde sonsuz bir gece olduğu, bu nedenle de gölgede kalan yarıkürede, sıcaklığın mutlak sıfıra yakın olması gerektiği düşünülmüştür. Oysa, 1962’de ABD’li gökbilimci Howard, Merkür’ün karanlık yarıküresinin, sanıldığından daha sıcak olduğunu belirlemiştir. Bu veri, gezegenin kendi çevresinde, yörüngesel dolanımından daha değişik bir devirle döndüğünü gösterir.
Merkür’de gün süresi, radar ölçümleriyle yapılan hesaplara göre, çok uzundur ve ekseni çevresinde çok yavaş dönen gezegen, yaklaşık 58 Yer gününde tam bir dönüş yapar. Çok hızlı dolanımı göz önünde alınırsa, Merkür’ün yüzeyindeki bir noktada Güneş’in art arda iki yükselişi arasındaki aralık, 167 Yer günü sürer: Yani, gezegende, her “gündüz”, 2 Yer yılı sürer.
Merkür’ün yüzeyindeki her noktayı, Güneş üç ay süreyle yakar, kavurur; sonraki üç aydaysa, buzlu bir gece egemendir. Bu nedenle Merkür’de yaşam bulunmadığı kesinleşmiştir.
1974’te ABD uzay aracı Mariner 10’un gönderdiği, Merkür’ün yüzeyiyle ilgili ayrıntılı fotoğraflardan, büyük yanardağ kraterleriyle dolu yüksek yaylaların, yüzeyine Ay’ın yüzeyine benzer bir görünüm verdiği belirlenmiştir. Ayrıca, Ay’dakini andırır ovalar (en büyüğü 1.300 km) bulunduğu belirlenmiştir.