Passive Voice (Edilgen çatı)
A farmer grows vegetables. (Bir çiftçi sebze yetiştirir.) (Active)
Vegetables are grown by a farmer.
(Sebzeler bir çiftçi tarafından yetiştirilirler.) (Passive)
Passive cümle yapısı : Nesne + fiilin 3. hali
My friend take medicine every night. (Arkadaşım her gece ilaç alır.) (Aktive)
A medicine is taken by my friend every night.
(İlaç her gece arkadaşım tarafından alınır.) (passive)
Do / does / go / goes -> am / is / are + fiilin 3. hali.
Did / go / went -> was / were + fiilin 3. hali.
Have / has / gone -> have / has / been + fiilin 3. hali.
Will go -> will be + fiilin 3. hali.
is going -> is being + fiilin 3. hali.
can go -> can be + fiilin 3. hali.
Past simple (Passive voice)
Different vegetables were grown by a farmer.
(Farklı sebzeler bir çiftçi tarafından yetiştirildi.)
My car was broken. (Arabam bozuldu)
My home was dirty. (Evim kirliydi.)
The race wasn’t won by him. (Yarış onunla kazanılmadı.)
This computer was given me on my last birthday.
(Bu bilgisayar bana son doğum günümde verildi.)
The film was made ten years ago. (Film on yıl önce yapıldı.)
Present simple (Passive voice)
A Someone types the letters (Birisi mektupları daktilo eder.)
B The letters are typed (Mektuplar daktilo edilirler.)
Present perfect (Passive voice)
A She has packed the books. (Kitapları paketledi.)
B The books have been packed. (Kitaplar paketlendiler.)
Future perfect (Passive voice)
A They will visit museums. (Müzeleri ziyaret edecekler.)
B Museums will be visited. (Müzeler ziyaret edilecek.)
Must – must be – Fiilin 3. hali / Can – can be – Fiilin 3. hali
I can give answers. (Cevapları verebilirim.)
Answers can be given by me. (Cevaplar tarafımdan verilebilir.)
The car must be cleaned. (Araba temizlenmeli.)
PASSIVE VOICE / EDİLGEN ÇATI
Bir cümlede öznenin nesne üzerinde etki mi yapıyor, yoksa kendisi mi etkileniyor olduğunu gösteren fiil şekline çatı denir.
Şayet özne etki yapar durumdaysa fiil etken, özne üzerinde etki yapıldığı anlatılıyorsa fiil edilgen çatı halindedir.
Bir fiilin edilgen çatı hali, esas olarak cümleye to be fiilini sokmak ve ana fiilin 3. şeklini bunun yanında kullanmakla yapılır.
Edilgen çatının yapılışında kullanılacak to be fiili tekil, çoğul olma durumuna ve fiilin zamanına göre seçilir.
To be fiilinin biçimleri şunlardır: am, is, are, was, were, been, being.
Edilgen çatı, bir eylemi yapan kişi veya kişiler önemli olmayıp yapılan fiil ve bunun sonucu önemli olduğu zaman kullanılır.
Yani bir işi yapan değil, yapılan iş önemli olduğu zaman edilgen çatı kullanılmalıdır.
By ile öznenin edilgen çatıda gösterilmesi sadece o işi yapanın belirtilmesinin çok önemli olduğu durumlarda olur.
This painting was made by Rembrand. | Bu tablo Rembrand tarafından yapılmıştır. |
These books were wrltten by Hemingway. | Bu kitaplar Hemingway tarafından yazılmıştır. |
Fiil zamanı | Etken çatı | Edilgen çatı |
geniş zaman | breaks | is broken |
şimdiki zaman | is breaking | is being broken |
belirli geçmiş zaman | broke | was broken |
sürekli geçmiş zaman | was breaking | was being broken |
belirsiz geçmiş zaman | was broken | has been broken |
mişli geçmiş zaman | had broken | had been broken |
gelecek zaman | will break | will be broken |
koşul | would break | would be broken |
mastar | to break | to be broken |
mişli mastar | to have broken | to have been broken |
şimdiki ulaç | breaking | being broken |
mişli ulaç | having broken | having been broken |
The cake is cooked in the oven. | Pasta fırında pişirilir. |
She is ahvays admired. | O daima takdir edilir. |
The books are sold at a reduced price. | Kitaplar indirimli fiyatla satılır. |
The list is being prepared. | Liste hazırlanıyor. |
Our house is being whitewashed. | Evimiz badana ediliyor. |
The windows are being cleaned. | Pencereler temizleniyor. |
His toys were broken in the garden. | Oyuncakları bahçede kırıldı. |
The man was killed in an accident. | Adam bir kazada öldü. |
Our radio was being tested. | Radyomuz deneniyordu. |
The walls were being painted. | Duvarlar boyanıyordu. |
The plates have been washed. | Tabaklar yıkandı. |
The bus has been stopped. | Otobüs durduruldu. |
The tyres had been changed. | Lastikler değiştirilmişti. |
The money had been shared among them. | Para aralarında paylaşılmıştı. |
The news will be heard soon. | Haber yakında duyulacak. |
The book will be finished next month. | Kitap gelecek ay bitirilecek. |
His neck would be broken. | Boynu kırılacaktı. |
The money would be stolen. | Para çalınacaktı. |
Must, should, oughtto gibi yardımcı fiillerin bulunduğu cümleler yine be ve fiilin 3. şekli ile edilgen çatı haline getirilir.
They must count the forks. | Çatalları saymalılar. |
The forks must be counted. | Çatallar sayılmalı. |
They should have opened the window. | Pencereyi açmalıydılar. |
The window should have been opened. | Pencere açılmalıydı. |
We ought to warn him. | Onu ikaz etmemiz gerekir. |
He ought to be warned. | Onun ikaz edilmesi gerekir. |
İki nesneli cümlelerin edilgen çatı yapılması
İçinde iki nesne olan bir cümle, iki şekilde edilgen çatı yapılabilir.
Bu nesnelerden her biri ayrı ayrı cümle başına getirilerek iki tür cümle elde edilir.
They gave the boy an apple. (Çocuğa bir elma verdiler.)
cümlesinde the boy ve an apple nesneleri iki ayrı şekilde kullanılabilir.
The boy was given an apple. | Çocuğa bir elma verildi. |
An apple was given to the boy. | Bir elma çocuğa verildi. |
Edilgen çatıda edatlar
Fiilden sonra bir edatı izleyen nesnelerin bulunduğu etken çatı, edilgen çatı haline sokulduğunda edat bu yapı içinde de yerini korur.
They laughed at the girl. | Kıza güldüler. |
The girl was laughed at. | Kıza gülündü. |
They will explain to him. | Ona açıklayacaklar. |
He will be explained to. | Ona açıklanacak. |
Edilgen çatıda niteleme belirteçlerinin yeri
Niteleme belirteçleri edilgen çatıda ana fiilin önünde yer alır.
The office was neatly cleaned. | Büro düzenli bir şekilde temizlendi. |
The cake is being slowly cooked. | Pasta yavaş yavaş pişiriliyor. |
Suppose ile edilgen çatı
Normal anlamı "sanmak; varsaymak" olan suppose fiili edilgen çatıda değişik şekilde kullanılır.
Bu durumda bir görev, gereklilik anlamı verir.
You are supposed to start work at nine o'clock. | İşe saat dokuzda başlamanız gerekir. (Başlaman görevindir.) |
He is supposed to finish the cooking before lunch. | Pişirmeyi öğle yemeğinden önce bitirmesi gerekir. |
Olumsuz halde kullanılınca yasak bildirir.
You're not supposed to touch theglasses.
(Bardaklara dokunmamanız gerekir.) (Dokunmanız yasak.)