“Bir işin delisi oldunuz mu,artık o sizin damarlarınızda dolaşmaya başlar. Günde 24 saat onunla meşgul olursunuz. Aynı aşıklar gibi." (O.SAYGIN)
Bir bestekar, bir beste yapmak üzere çalışmalarına başlamış. Yapacağı bu besteye kendini adamış. Yaptığı günlük rutin işlerin yanında kafası sürekli buolarak bu besteyle meşgulmüş. Gece rüyasında dahi bu besteyi görüyormuş.
Bir gün yolda karşıdan karşıya geçerken çok dalgın olduğundan bir araba kendisine çarpmış. Besteci baygın halde yere yuvarlanmış. Araba fırsattan istifade kaçmış. Besteci hastanede gözlerini açınca polisler sormuş:
-Size çarpan arabanın plakasını alabildiniz mi?
-Hayır, demiş besteci.
-Markasını görebildiniz mi?
Besteci göremediğini söylemiş. Kendisine çarpan araba hakkında hiçbir şey hatırlayamamış. Polisler ümitsiz bir şekilde:
-Üstad, demişler, ne olur biraz düşünün. Belki hatırlayabildiğiniz bir şey çıkar.
Besteci biraz düşününce:
-Tamam! Bir şey hatırladım, demiş.
Polisler derhal kağıt kaleme sarılmışlar.
-Egzosundan şöyle bir ses çıkıyordu:DO, Mİ, FA