A LONG JOURNEY BY BOAT / VAPURLA UZUN BİR YOLCULUK
A LONG JOURNEY BY BOAT | VAPURLA UZUN BİR YOLCULUK |
Purser: Welcome aboard, Mr and Mrs Smith. | Gemi memuru: Gemiye hoş geldiniz. |
Your cabin's the first on the left, No. 3. I hope you'll be comfortable. | Bay ve Bayan Smith. Kabininiz soldaki 3. nolu birinci kabindir.Rahat olacağınızı ümit ederim. |
Mr Smith: Thank you. I'm sure we will be. | Mr Smith: Teşekkür ederim. Eminim olacağız. |
Mr Smith: Jane, let's look around the ship when we'ye unpacked. | Mr Smith: Jane, bavullarımızı boşaltınca gemiyi dolaşalım. |
Mrs Smith: Good idea, John. I'm really excited. At last we're going to start our cruise. | Mrs Smith: İyi bir fikir, John. Doğrusu heyecanlıyım. Nihayet yolculuğumuza başlıyoruz. |
Mr Smith: We must ask what sport facilities there are. We'll eat too much, probably, and I don't want to put on too much weight. | Mr Smith: Hangi spor olanakları olduğunu sormalıyız. Muhtemelen çok yeyeceğiz, ben fazla kilo almak istemiyorum. |
Mrs Smith: I don't want to, either. | Mrs Smith: Ben de öyle. |
Mr Smith: Could you tell us about sports facilities? | Mr Smith: Bize spor olanaklarını anlatabilir misiniz? |
Purser: Yes, with pleasure. There's a swimming pool, table tennis and badmington. | Gemi memuru: Evet, memnuniyetle. Bir yüzme havuzu, ping pong ve badmington var. |
Mr Smith: After all the exercise we'll want to relax and be entertahined. What's the programme? | Mr Smith: Bütün bu egzersizden sonra biraz dinlenip eğlendirilmek isteyeceğiz. Program nedir? |
Purser: Every night, there's a show, there's a cinema, there's a night club and there's a discotheque. | Gemi memuru: Her gece bir şov vardır. Sinema, gece kulübü ve diskotek vardır. |
There are 2 bars, also, if you just want to have a quiet drink. | Sadece sakin içki içmek isterseniz iki tane bar da vardır. |
Just in case you play cards, there's a card room which is open in the afternoons and evenings. | Kağıt oyunları oynadığınız takdirde, öğleden sonraları ve akşamları açık olan bir oyun salonu var. |
Mr Smith: That's just fine. I think we'll have a really enjoyable trip. | Mr Smith: Çok iyi. Gerçekten eğlenceli bir yolculuk yapacağımızı sanıyorum. |
A couple of British tourists on holiday in Ýstanbul: | İstanbul'da tatillerini geçiren bir İngiliz çifti: |
James: I want 2 return tickets to Büyükada, please. | James: Büyükada'ya iki gidiş dönüş bileti istiyorum, lütfen. |
Ticket clerk: That'II be 1.200 Liras, sir. | Biletçi: 1.200 Lira, efendim. |
James: Thank you. At what time does the boat leave? | James: Teşekkür ederim. Vapur ne zaman kalkıyor? |
Ticket clerk: It leaves in half an hour. | Biletçi: Yarım saat sonra kalkıyor. |
James: Come on, Anne. Let's sit in the open part. | James: Gel, Anne. Açık kısımda oturalım. |
Ticket collector: This is the first class area. You'll each heave to pay four hundred liras extra. | Bilet Kontrolorü: Burası birinci mevki bölümü. Her biriniz dört yüz lira fazla ödeyeceksiniz. |
James: The ticket clerk didn't say there were first and second class seats. | James: Biletçi birinci ve ikinci mevki yerler olduğundan bahsetmedi. |
Ticket collector: He thinks everyone knows. | Bilet kontrolorü: Herkesin bildiğini düşünüyor. |
James: Look, there's a man selling tea. Do you want some tea. Anne? | James: Bak. Çay satan bir adam var. Anne, çay ister misin? |
Anne: Yes, James. I like the tea, here. | Anne: Evet, James. Buradaki çayı seviyorum. |
James: Two glasses of tea, please. | James: Lütfen, iki bardak çay. |