Hececi şiir geleneğini sürdürenlerdendir. Şiirlerinde sürekli bir sıkıntı, hoşnutsuzluk, bıkkınlık sezilir. Haşim gibi o da kendinin çirkinliğinden, sevilmediğinden şikayetçi olur. Şiir onu hayata bağlayan tek yoldur sanki. Şiirlerinde ölüm korkusuna çok yer verir. Ölümü bir türlü kabullenemez. Hayatın bir gün yok olacağı düşüncesi onu perişan eder. Tüm huzurunu kaçırır. Şiirinde kendinden başkası görülmez, oldukça kişiseldir.Şiirlerinde hece ölçüsüne, kafiyeye son derece bağlı kalmış ancak serbest şiirlere karşı da çıkmamıştır. Şiirde ses güzelliğine değer verir. Şiirin bir kelime işi olduğunu, duygunun, fikirlerin, buluşların sonradan geldiğini savunur. Şairliği meslek edinen sanatçı, şiirlerini Ömrümde Süküt, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel adlarıyla bir araya toplamıştır. Şiir hakkındaki görüşlerini değişik makale ve denemelerle gazetelerde açıklamış olan sanatçının, arkadaşı Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektuplar da yazarı tanıma açısından önemlidir.