< in > edatını birisinin ne giydiğini tanımlamak içinde kullanırız.
Jane is the woman in the red dress. | Kırmızı elbiseli kadın Jane'dir. |
I went to the interview in my new suit. | Görüşmeye yeni takım elbisemle gittim. |
It was a sunny day, and everyone was in summer clothes. | Güneşli gündü ve herkes yaz giysiliydi. |
Are you allowed to go to work in jeans? | Siz kot pantolonla işe gitmeye izin verir misiniz? |
We saw some soldiers in uniform. | Bir kaç üniformalı asker gördük. |
Birisinin vücudunun bir bölümü tanımlamak için < with > edatını kullanırız.
A small boy with red hair come into the shop. | Mağazaya kırmızı saçlı küçük bir çocuk gelir. |
Our teacher is a tall man with a beard. | Öğretmenimiz uzun boylu sakallı bir adamdır. |
Lisa is a pretty girl with blue eyes. | Lisa şirin, mavi gözlü bir kızdır. |
Jack was talking to a man with a big nose. | Jack büyük burunlu bir adamla konuşuyordu. |
Ayrıca hayvanları tanımlamak için < with > edatını kullanabiliriz.
A rabbit is an animal with big ears and a small tail.
(Tavşan büyük kulaklı ve küçük kuyruklu bir hayvandır.)
Bir şeyin bir bölümünden bahsederkende < with > edatını kullanabiliriz.
They live in a white house with a flat roof. | Düz çatılı beyaz bir evde yaşarlar. |
I bought a shirt with red stripes. | Kırmızı çizgili bir gömlek satın aldım. |
I used the pot with the wooden handle. | Tahta saplı bir kap kullandım. |
He has a hi-fi with very big speakers. | Yüksek sesli büyük bir hoparlörü var. |
Bir şey yapmak için bir alet kullandığımızı belirtirken < with > kullanabiliriz.
Your clean your teeth with a toothbrush. | Dişleriniz diş fırçasıyla temizlenir. |
You open a tin with a tin opener. | Bir konserve kutusunu, konserve açacağıyla açarsınız. |
I cleaned the table with a cloth. | Bir bezle masayı temizledim. |
Please eat with your knife and fork. | Lütfen çatal ve bıçağınızla yeyin. |
Bir şeyi nasıl yaparız veya yaptığımızı tanımlamak için < by + -ing > kalıbını kullanırız.
She learnt French by listening to tapes. | Kasetleri dinleyerek Fransızcayı öğrendi. |
You start a car by turning the key. | Anahtarı döndürerek bir arabayı çalıştırırsınız. |
She became successful in business by working very hard. | Çok sıkı çalışarak işde başarılı oldu. |
The prisoners escaped by climbing over a wall. | Mahpuslar bir duvarın üstünde tırmanarak kaçtılar. |
Bir faaliyet yapılırken diğerinin yapılmadığını belirtirken
< without + -ing > kalıbını kullanırız.
She passed the exam without doing a lot of work. | Çok çalışmadan sınavı geçti. |
They left without waiting for me. | Benim beklemeden ayrıldılar. |
He did the work without making any mistakes. | İşi hatasız yaptı. |