40) Prepositions (in, on, at, between, across, etc.)
in my pocket
in her car
in Germany
on the grass
on the sea
on the line
A: Let's meet at the cinema. (A: Sinemada buluşmalıyız.)
B: OK. Shall we meet in the cinema itself or on the pavement outside?
(B: Tamam. Sinemanın içinde mi yoksa dışındaki kaldırımda mı buluşalım.)
I sat between Jane and Pam on the plane; Ann was sitting in front of me, and Carol was behind me.
(Uçakta Jane ve Pam'ın arasında oturdum; Ann önümde ve Carol arkamda oturuyordu.)
Jane talked to the man next to her. (Jane yanındaki adamla konuştu.)
Jane talked to the man beside her. (Jane yanındaki adamla konuştu.)
Buda lies opposite Pest; together they are the city of Budapest.
(Buda, Pest'tin karşısında yatar; birlikte Budapeşte şehrindedir.)
We sat down to rest under a large tree.
(Büyük bir ağacın altında dinlenmek için oturduk.)
Please leave the flowers outside my room.
(Lütfen, çiçekleri odamın dışında bırakın.)
We moved the chairs into my bedroom. (Sandalyeleri yatak odama taşıdık.)
The actor ran onto the stage. (Aktör sahneye koştu.)
They walked to the next town. (En yakın kasabaya yürüdüler.)
We moved the chairs out of my bedroom.
(Sandalyeleri yatak odamdan dışarı taşıdık.)
The actor ran off the stage. (Aktör koşarak sahneden ayrıldı.)
We drove from London to Edinburg. (Londra'dan Edinburg'a arabayla gittik.)
They ran across the field to the road. (Sahayı yola kadar koştular.)
Jim cycled along the road to the next town. (Jim en yakın kasaba ile yol arasında turladı.)
I walked up the hill and ran down the other side. (Tepeye kadar yürüyüp diğer yandan aşağıya koştum. )
The bus went past the bus stop without stopping. (Otobüs, otobüs durağında durmadan gitti.)
The train goes through three tunnels. (Tren üç tünelden geçerek gider.)
- Yıllar, mevsimler ve aylarla birlikte in kullanılır.
in 1987
in the spring
in May
- in the morning, in the afternoon, in the evening şeklinde de kullanılır.
on Friday
on Christmas Day
on 30th May
at 5 o'clock
at lunch-time.