A: I saw Sheila yesterday, but she didn't see me. |
A: Dün Sheila'yı gördüm, fakat o beni görmedi. |
B: Are you going to see her tomorrow? |
B: Siz yarın onu görecek misiniz? |
A: No, I'm meeting Steve. We are playing golf. |
A: Hayır, Steve ile buluşuruz. Biz golf oynuyoruz. |
B: You're both beginners! It isn't an easy game. I played it last year and I was terrible! |
B: Her ikinizde acemisiniz! O kolay bir oyun değildir. Geçen yıl oynadım ve berbattım! |
A: Why don't you come with us? We can help you. |
A: Siz niçin bizimle gelmiyorsunuz? Size yardım edebiliriz. |
B: I would like to play with you both tomorrow, but my brother is leaving in the afternoon. He is catching the two o'clock train, and we're taking him to the station. He's spending a month with our aunt and uncle. They live in Scotland. I stayed with them last year. |
B: Yarın ikinizle de oynamayı isterim, Fakat erkek kardeşim öğleden sonra gidiyor. Saat ikideki trene yetişecek ve biz onu istasyona götüreceğiz. O teyzem ve amcamla bir ay geçirecek. Onlar İskoçya'da yaşar. Geçen yıl onlarla kaldım. |