She gave her brother the newspaper. (Erkek kardeşine gazeteyi verdi.)
She gave the newspaper to her brother. (Gazeteyi erkek kardeşine verdi.)
Her iki cümlede de gazete verilen bir şeydir ve erkek kardeşi onu alan kişidir.
PERSON (indirect object) |
THING (direct object) |
|
She gave | her brother | a shirt. (Erkek kardeşine bir gömlek verdi.) |
He sent | me | a letter. (Bana bir mektup gönderdi.) |
I showed | him | my passport. (Ona pasaportumu gösterdim.) |
Jane lent | Frank | some money. (Jane Frank'a biraz ödünç para verdi.) |
I'll offer | her | a job. (Ona bir iş teklif edeceğim. ) |
I'll cook | them | a meal. (Onlara yemek pişireceğim.) |
I fetched | her | a plate. (Ona bir tabak getirdim. ) |
I'll get | you | a magazine. (Size bir dergi alacağım.) |
I'll buy | you | a coffee. (Size bir kahve satın alacağım.) |
THING (direct object) |
PERSON (indirect object) |
|
She gave | a shirt | to her brother. (Gömleği erkek kardeşine verdi. ) |
I sent | postcards | to my friends. (Kartpostalları arkadaşlarıma gönderdim.) |
I showed | my card | to the clerk. (Kartımı satıcıya gösterdim. ) |
She lent | some money | to her friend. (Biraz para arkadaşıma borç verdim.) |
He offered | the chocolates | to the others. (Çikolatayı diğerlerine teklif etti.) |
vermek, göndermek, göstermek, ödünç vermek, teklif etmek gibi fiillerin kullanıldığı cümlelerde < to + object > kalıbı kullanılır.
Başka kişi için bir şey yapma ifadesi içeren cümleler için
< for + object > kalıbı kullanılır.
THING (direct object) |
PERSON (indirect object) |
|
We cooked | a meal | for everybody. (Herkes için yemek pişirdik. ) |
He fetched | the newspaper | for his father. (Babası için gazeteyi alıp getirdi.) |
I'll get | your book | for you. (Sizin için kitabınızı alacağım. ) |
She bought | some toys | for them. (Onlar için bazı oyuncaklar satın aldı.) |