can ve could kelimeleri do, speak, swim gibi eylem bildiren bir fiil ile birlikte kullanılır.
I can swim to the island. | Adaya yüzebilirim. |
You can swim to the island. | Adaya yüzebilirsiniz. |
He can swim to the island. | Adaya yüzebilir. |
She can swim to the island. | Adaya yüzebilir. |
It can swim to the island. | Adaya yüzebilir. |
We can swim to the island. | Adaya yüzebiliriz. |
They can swim to the island. | Adaya yüzebilirler. |
ABILITY | YETENEK |
I can speak four languages. ( = I am able to speak four languages.) |
Dört dil konuşabilirim. ( = Dört dil konuşabilme yeteneğim var.) |
Can you swim? ( = Are you able to swim?) |
Yüzebilir misiniz? ( = Yüzme beceriniz var mı?) |
İnsanların neler yapabildiği konusundaki ifadeler için < can > kelimesini kullanırız.
İnsanların neler yapamadığı konusundaki ifadeler için < can't > veya < cannot> kelimelerini kullanırız.
Please speak slowly. I can't understand you.
(Lütfen yavaş yavaş konuşun. Sizi anlayamam. )
( = I am not able to understand you.) ( = Anlamayı beceremem.)
Robert can't run as fast as Sarah. (Robert Sarah kadar hızlı koşamaz.)
We can't go abroad for our holiday this year, because we cannot afford the air fare.
(Bu yıl tatilimiz için yurt dışına çıkamayız çünkü hava yolu ücretine güç yetiremeyiz.)
İnsanların geçmişte neler yapabildiğini / yapamadığını ifade etmek için < could ve couldn't > kelimelerini kullanırız.
When Jane was little, she could swim before she could walk.
(Jane küçükken yürümeden önce yüzebilirdi.)
I couldn't answer every question in the test.
(Testte her soruya cevap veremezdim.)
I couldn't go to their party. I was ill. (Partisine gidemezdim. Hastaydım.)
May ve might kelimeleri do, go, leave gibi eylem bildiren bir fiil ile birlikte kullanılır.
I may leave soon. | Yakında ayrılabilirim. |
You may leave soon. | Yakında ayrılabilirsiniz. |
He may leave soon. | Yakında ayrılabilir. |
She may leave soon. | Yakında ayrılabilir. |
It may leave soon. | Yakında ayrılabilir. |
We may leave soon. | Yakında ayrılabiliriz. |
They may leave soon. | Yakında ayrılabilirler. |
POSSIBILITY | OLASILIK |
The letter may come tomorrow. ( = It's possible that the letter will come tomorrow.) |
Mektup yarın gelebilir. ( = Mektubun yarın gelmesi mümkündür.) |
Ask Eric. He might know the answer. ( = Perhaps Eric knows the answer.) |
Eric'e sorun. Cevabı bilebilir. ( = Belki Eric cevabı bilir.) |
Şimdi veya gelecekte olabilecek şeyleri ifade ederken may veya might kullanabiliriz.
Olumsuz ifadelerde may not veya might not kullanılır.
I'll phone her, but she may not be at home.
(Ona telefon açacağım fakat evde olamaz.)
(= It's possible that she isn't at home.) ( = Evde olması mümkün değildir.)
I might not go to work tomorrow. (Yarın işe gidemem.)
( = It's possible that I won't go to work tomorrow.
( = Muhtemelen yarın işe gitmeyeceğim. )
< might not > kalıbı < mightn't > şeklinde kısaltılabilir.
< may not > kalıbı < mayn't > şeklinde kısaltılamaz.
She mightn't be at home now. (Şimdi evde olamaz.)
I mightn't go to work tomorrow. (Yarın işe gidemem.