Jane had to wait an hour for a bus. (Jane otobüs için bir saat beklemeliydi.)
< had to > kalıbını kullanırız.
< didn't have to > kalıbını kullanırız.
I didn't have to work last Saturday. (Geçen cumartesi çalışmamalıydım .)
( = I didn't work because it was not necessary.
( = Çalışmadım , çünkü gerekli değildi.)
Did you have to work last Saturday?
(Siz geçen cumartesi çalışmalı mıydınız?)
Pam's job includes working on Saturday. Last Saturday she was ill, so she didn't work: Pam should have gone to work last Saturday, but she was ill. So she stayed at home. |
Pam'ın işi cumartesi günü çalışmayı içerir. Geçen cumartesi hastaydı, bu yüzden çalışmadı: Pam geçen Cumartesi işe gitmeliydi, fakat hastaydı. Bu yüzden evde kaldı. |
Peter, a farm worker, didn't close a gate, and the cows got in the wrong field: Peter should have closed the gate. |
Çiftlik işçisi Peter kapıyı kapamadığı için inekler yanlış alana girdiler: Peter kapıyı kapatmalıydı. |
I shouldn't have got angry with Jane. (Jane'e kızmamalıydım.)
( = I got angry with Jane, but it was not a good thing to do.)
( = Jane'e öfkelendim fakat bunu yapmak iyi bir şey değildi. )
Peter shouldn't have left the gate open.
(Peter kapıyı açık bırakmamalıydı.)