I'm flying home tomorrow. (Yarın uçakla eve gidiyorum.)
He's starting a new job on Monday. (Pazartesi günü yeni bir işe başlıyor.)
Tony and Ann are coming at the weekend. (Tony ve Ann hafta sonunda geliyorlar.)
You bought a plane ticket last week. (Geçen hafta bir uçak bileti satın aldınız.)
I'm flying home next week. (Gelecek hafta eve uçuyorum.)
A bank wrote to Steven and asked him to start work next week. (Bir banka Steve yazarak, gelecek hafta işe başlayıp başlamayacağını sordu.)
He's starting a new job next week. (O gelecek hafta yeni bir işe başlıyor.)
John said to to Tony and Ann: (John Tony ve Anna söyledi: )
Would you like to come for dinner on Sunday? (Pazar günü akşam yemeğine gelmek ister miydiniz?)
Tony and Ann said : Yes. (Tony ve Ann söylediler: Evet.)
John now says : (John'un şimdi söylediği : )
Tony and Ann are coming on Sunday. (Tony ve Ann pazar günü geliyorlar.)
PRESENT : I'm leaving now. (Şimdi ayrılıyorum.)
FUTURE : I'm leaving tomorrow. (Yarın ayrılıyorum.)
PRESENT : We're having a party at the moment. Can I phone you tomorrow? (Şu anda bir parti yapıyoruz. Size yarın telefon edebilir miyim?)
FUTURE : We're having a party in July. (Temmuz'da bir parti yapıyoruz.)
Doğru Yazılım | Yanlış yazılım |
The sun will shine tomorrow. (Yarın güneşli olacak.) | The sun is shining tomorrow. |
The Irish team will win next week. (Irlanda takımı gelecek hafta kazanacak.) | The Irish team are winning next week. |